Geçtiğimiz hafta ‘Sokaklar hayvan doğurmaz!’ demiştik ancak görüyoruz ki maalesef analar cani doğurabiliyor. Bu yaşamı sağlıklı bir şekilde yaşamak varken yok etmek adına neler yapıyorlar. Son haftada hayvanlara yapılan işkencelere artık insan olarak kalmaya çalışanların dayanacak gücü kalmadı. Öyle ki vatandaş demeye imtina ettiğim kimselerin canice davranışları insan görünümünde olmaktan dahi utandırır oldu bizleri.
Daha geçen hafta bir köpeğin kafasına kürekle vuran belediye görevlisinin henüz beynimizde bıraktığı anı tazeyken, arkasından üçüncü kattan aşağıya fırlatılan, boğazı sıkılan köpeğe şahit olduk. Bu şahıs da yakalandı güya. Denetimli serbestlikle dışarı salındı.
Kasabın biri kesim için hazırlanan canın kafasına balyoz indirdi. Ve daha bilmediğimiz duymadığımız neler yaşandı şu bir haftada dahi.
Sokakta yaşayan canlardan ziyade sokakların, doğanın, yaşamın, dünyanın içine eden bu canileri toplamaz mı acaba duyarlı belediyeler(!)
O canların gözündeki korkuyu görebilen ve neredeyse bir şey yapmaya çekinen yasalar, neden o canilerin böyle rahatlıkla elini kolunu sallamasına, çocuklarımıza yakın olmasına, hayatı kirletmesine –dur- diyemiyorlar! Onlardan ne diye çekiniyor acaba?
Bu insan kılıklı vahşileri kimler yetiştirdi, onlar da aramızda değiller miydi? Neler yaşadılar ya da yaradılışlarında mı farklı bir karakter yatıyordu da biz fark edemedik. Çocuğa, kadına, hayvana kötü muamele edecek kadar alçalan bu insan görünümlü canavarlara barınak yapılmasını istiyorum.
O barınaklara gelen ziyaretçileri de onları bu hale getiren, sevmeyi öğretemeyen, insan gibi yetişmesine olanak tanımayan aileleri, yakınları olsun diyorum.
Sizce nasıl olur, belki bir farkındalık gelişmesine fırsat verir bu yaptırım, ne dersiniz?