Yaklaşık 2 yıllık pandemi süreci ve ardından şu günlerde iyice ivme kazanmış olan ‘zam sağanağı’ hepimizi canımızdan bezdirdi şüphesiz. Bir aldığını aynı fiyata bir daha alamama, konut kiralarındaki astronomik artışlar, çarşıda, pazarda el yakan, cepleri kavuran etiketler derken iyice bunaldık. Ekonomik açıdan vatandaş olarak dibe vurduğumuz kesin ancak bir gariplik de yok değil. Mesela hangi AVM’ye, hangi markete, mağazaya giderseniz gidin hınca hınç kalabalıklarla karşılaşıyorsunuz. Benzine, mazota, LPG’ye günaşırı zam yapılıyor ama caddelerde, sokaklarda araçlardan yürüyemiyoruz…
İster istemez şu sorular kafamızda sıralanıyor;
Sadece ben mi sıkıntıdayım ?
Piyasalardaki yangın sadece beni mi yakıyor ?
Ekonomik olarak dibe vuran sadece küçük bir kesim mi ?..
Aslında değil. ‘Mutlu azınlık’ dışındaki geniş kitle ciddi sıkıntı içerisinde. Memleket yangın yeri ve millet can çekişiyor. Peki alışveriş mekanlarındaki yoğunluğun, trafikteki araç çokluğunun esbabı mucibesi nedir ?
Bunun cevabını kredi istatistikleri veriyor. Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Risk Merkezi'nin verilerine göre, Ocak 2022 sonu itibarıyla bireysel kredi veya kredi kartı borcu devam eden, yani takipteki borçlu sayısı 4 milyon 130 bin 354’e ulaşmış. Ocak-Haziran arası (ki, zam sağanağının en etkili olduğu dönem) henüz kayıtlara geçmemiş. Ayrıca yine Risk Merkezi verilerine göre, Ocak 2022 ayı itibarıyla bireysel kredi kartlarını da içeren bireysel kredilerde tasfiye olunacak alacaklar 2021 yılının aynı dönemine kıyasla yüzde 52 artış ile 28.5 milyar liraya yükselmişi.
Meali şudur; Kazancıyla ihtiyacını karşılayamayan toplum, krediye, kredi kartına yüklenmiş ve yüklenmeye devam ediyor. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verileri, Türkiye’de yaklaşık 35 milyon kişinin kredi ve kredi kartı kullandığını gösteriyor. Yani ülke nüfusunun neredeyse yarısı yaşamını kredilerle idame ettiriyor. Bireysel kredi ve kredi kartı kullanımında Antalya, İstanbul Ankara ve İzmir’den sonra dördüncü sırada yeralıyor. Yaklaşık 2.5 milyon nüfuslu Antalya'nın 1 milyon 361 bin 605 kredi müşterisi bulunuyor. Kredi ve kredi kartı kullanımı hergeçen gün de hızla artıyor. Borç hiç bitmiyor çünkü genellikle insanlar borcu borçla kapatma yolunu seçmek zorunda kalıyor. İhtiyaç kredilerinin önemli bir oranı, kredi kartı borçlarını kapatmak amacıyla alınıyor. Tabi kredi ve kredi kartı alanlar neticede az ya da çok sabit geliri olan kitle. Böylesi bir gelirden mahrum olan ve dolayısıyla kredi dahi alamayan önemli bir kitlenin varlığını da unutmamak lazım.
Yani demem o ki, AVM’lerdeki kalabalıklar, trafikteki araçlar, çarşı, Pazar kalabalıkları sizi aldatmasın. Millet denize düşmüş yılana sarılıyor. Bankalar arasında bir oyana bir buyana savruluyor. Gelirler kesintiye uğradığı, aksadığı an bu kez bankalarla köşe kapmacaya başlayacaklar. Vatandaşı gerçek hali budur. Peki bu batmak değil de nedir ?
Çok mu karamsarım ?
Bu yılın Ocak ayı itibarıyla 4 milyon 130 bin 354 rakamının bu yılın sonunda kaça çıkacağını hep birlikte göreceğiz…