Geçenlerde katıldığım bir toplantıda konuşmacı, “Bir gecede zengin ya da fakir oluyoruz” mealinden bir cümle sarfetti. Son dönemde yaşadıklarımızın tek cümlede özeti bu…
Döviz kurlarındaki rekor seviye artış yine aynı hızla düşürüldü. Dövize yatırım yapıp biranda varlıklarını 3’e 4’e katlayanlar olduğu gibi bu ani düşüşü hesap edemeyim varını yoğunu dövize yatıranlar ise hayatının şokunu yaşadı muhakkak.
Duyuyoruz, görüyoruz; Elinde avucunda ne varsa satan, kredi alıp, hatta eş-dosttan borç alıp döviz bürolarına hücum eden ve şimdilerde başları ellerinin arasında kara kara “Ben ne ettim” diye düşünenlere hiç ama hiç acımıyorum.
Bunlar, bir liraya kısa sürede bin lira kazanma düşüyle dolandırılan güruhla aynı familyadan çünkü.
Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş. Kısa yoldan zengin olma hayali kurarsanız işte böyle şapa oturursunuz arkadaş.
Neyse bunları bir tarafa bırakalım da bu krizin asıl fırsatçılarına gelelim.
Marketler. Market zincirleri. Şu son bir ay içerisinde ellerindeki her ürüne yüzde 100’ün üzerinde zam yapan ve hala (döviz kurları düşmesine rağmen) zam yapmaya devam eden kan emiciler…
Fiyatlardaki yükseliş için dövizdeki yükselişi bahane eden bu fırsatçılar, düşüşe, ‘fiyatları indirin’ çağrılarına rağmen geri adım atmamakta direniyor. Döviz bahanesine sığınanlar elbette marketlerle sınırlı değil. Piyasada mal ve hizmet satan hemen her kesim, üzüm üzüme baka baka kararır misali zam üstüne zam yapıyor.
İnanılır gibi değil…
Ev sahipleri yıllardır oturan kiracısını çeşitli bahanelerle çıkarma derdine düşmüş.
Niye ?
Bin liraya oturan kiracısını çıkarıp 3 bin liraya yeni kiracı bulacak aklı sıra. Hatta kimileri açık açık söylüyor bunu. Mevsim kış, havalar soğuk, kiracı zorda kalır hiçbirinin umurunda değil. Asgari ücretin 4 bin 250 TL olduğuna sevinemedi bile dar gelirli. Nasıl sevinsin ki ? Maaşına yapılan artış daha eline geçmeden birileri tarafından hortumlanıyor. Böyle bir aç gözlülük, böyle bir ahlaksızlık, vicdansızlık görülmüş değil. Bunun siyaseti filan yok arkadaş. İktidar şunu yaptı, muhalefet bunu söyledi noktasını geçtik. Yaşananlar bir insanlık ayıbı… Dua etsinler ki, burası Türkiye. Hala ve her şeye rağmen ekseriyette inanç var, Allah korkusu var da sokağa dökülüp yağma talan yapmıyorlar.
Bu yaşadıklarımız başka ülkelerde olsa (ki, örnekleri var) ortada ne zincir market kalırdı, ne banka, ne döviz bürosu…
“Ya kirayı dediğim rakama yükselt, ya evi boşalt arkadaş” diye kabadayılık yapan ev sahipleri kaçacak delik arardı…
Yanlış anlaşılmasın sakın. Kimseye sokağa dökülün filan demiyorum ancak hiçbir şey yapmadan da durmayalım arkadaş. En azından bu kan emicilere bir ders verelim. Mesela zincir marketlerden bir süreliğine de olsa alışveriş yapmayalım. Yediğimizden, içtiğimizden birkaç gün feragat edelim. Bir tepki verelim arkadaş. İnsan olduğumuzu hatırlatalım birilerine…
Sırtımızdan zenginliklerini, servetlerini kat be kat artıran kan emicilere, “Biz yoksak sen de yoksun” mesajı verelim en azından. Aksi halde bu devran hep böyle devam edip gidecek. Önüne gelen kanımızı emmeyi sürdürecek.
Gelin birleşelim.
Bizi küçük görenlere aslında en büyük gücün millet olduğunu gösterelim.
Ne dersiniz ?..