Dünyayı saran korona belasından kurtulduk diye sevinirken şu sıralar çok daha vahim, çok daha tehlikeli bir hastalıkla uğraşıyoruz…
Ahlaksızlık, vicdansızlık, insafsızlık…
Koronayı iyi kötü ateş, kuru öksürük, yorgunluk, bitkinlik, solunum zorluğu gibi belirtilerinden anlıyorduk ancak toplumumuzu saran bu yeni virüsün öyle gözle görülür bir belirtisi de yok. Bu virüs hemen her kriz/kaos ortamında ortaya çıkıyor. Hatırlayın, korona günleri başladığında 1-2 liralık maliyeti olan tıbbi maskeler 50 liradan satılıyordu. Kolonya, şu bildiğimiz, herkesin evinde olan kolonya bile 100 lirayı gördü...
Küresel salgın biranda ‘küresel ranta’ döndü…
Öyle ki, korona virüsünden değil, milyonlarca insanın çaresizliğini ranta dönüştürenlerden daha fazla korkar olduk…
İnsanları soymaya çalışan açgözlü fırsatçılar şimdilerde de işbaşında. Malum ülke önemli bir ekonomik kriz yaşıyor ya, onlara yine gün doğdu. Her şey ama herşey 3’e 4’e katladı. Aldığımız herhangi bir ürün ya da hizmeti aynı fiyata alamıyoruz. Sorsan herkes Müslüman! Herkes dürüst. Kimse üstüne toz kondurmuyor ama bakıyorsun herkes birbirini kazıklama peşinde.
Vallahi de billahi de içim acıyor. İnsanlığımdan utanıyorum. Memleket yangın yerine dönmüş, milyonlarca insan darlıklar, zorluklar, çaresizlikler içiresinde ayakta kalma mücadelesi veriyor ama bir grup kan emici ‘daha fazla nasıl kazanırım’ hesapları yapıyor.
Rusya ile Ukrayna savaşa girdi, biz onlardan daha fazla hasar aldık. Piyasalar allak bullak oldu. Döviz fiyatları, altın fiyatları, akaryakıt fiyatları, enerji fiyatları, gıda fiyatları tavan yaptı. Sanayide, tarımda maliyetler, girdiler arttıkça arttı. Artık işin içinden nasıl çıkarız kestiremiyorum.
Fırsatçılar üstümüze geldikçe geliyor ve kazanan hep onlar oluyor. Davul da onlarda, tokmak da. Dayak atan hep onlar, dayak yiyen de hep bizler oluyoruz. Rusya'da ve Ukrayna'da insanlar ölüyor, şehirler yok ediliyor, bizde ise insanlar günden güne fakirleşiyor. Millet olarak fırsatçılara engel
olamıyoruz. Çünkü aslında üç aşağı beş yukarı hepimiz aynıyız…
Olan her zaman olduğu gibi fakir fukaraya oluyor. Zenginler daha zenginleşirken fakirler daha da fakirleşiyor. Fakirleri değil, zenginleri doyuramadığımız için açlık, sefalet, yoksulluk bitmiyor…