Bana kalırsa Alanya’ya modernizmin gelişi bir çift patenledir. Yazlıkçı komşumuz Ankaralı Salih Amca’nın kızı Elif, o yaz bir çift patenle gelmişti Alanya’ya. Sene 1992. İlk denemelerimde fena olmasam da bir süre sonra kolumu kırmam modernizmle aramın açıldığı ilk olaydı sanırım. Tabi hemen Öküzoğlu’na götürülecektim. Bir hayli dirensem de o mor jelatin kaplı küçük çikolatalardan istediğim kadar alabileceğim söylenince razı oldum. Kolumun acısına rağmen çıkıkçıdan önce bir bakkala uğrayıp çikolatalarımı aldığımı hatırlıyorum. Sonra kolumu çeşitli hareketlerle yerine oturtmaya çalışan bir amca ve “Koluna et sarın iyileşecek.” cümlesi. Birkaç gün bekledik ama kolum şiştikçe şişti. Hiç unutmam Fenerbahçeli olduğu için tartıştığım bir doktora gittik sonra. Meğer tek sorun çıkık değilmiş. Kolum iki yerinden çatlamış. Tedavi yaklaşık iki ay sürdü ve iyileştim.
Alanyalının doktor algısı öyle içten ve samimidir ki ne hikâyeler vardır herkeste. Mesela Hilmi Şifa Alanya’nın unutulmaz doktorlarındandır. “Eczane yoktu.” diye anlatırdı dedem. 1970’lerin başına kadar kendi dolaplarındaki ilaçlardan hastaya parası karşılığında satarlarmış doktorlar. Mesela Gazipaşa’nın Goca Doktoru Mehmet Leylek bir aspirini ikiye bölüp kullandırması ile meşhurmuş. Bugün belli bir yaşın üzerindeki her Alanyalı Kemal Akman’ı bilir. Güler yüzü ve çoğu zaman para bile almayan, nabza göre şerbet vermeyi bilen, babacan tavrıyla gönüllerin doktorudur o. Sonra Isbaha (Hüseyin Sipahioğlu). Biraz daha yakın dönemin doktorlarından Hüseyin Kan. Dedem, babam kaç kuşak gitmiş Hüseyin Kan’a. Hala hayatta olduğunu biliyorum. Allah ömür versin. Hasta için tedavi önemlidir elbette. İyileşince teşekkürle ayrılır. Ama o doktor hastanın insan yönüne de değiyorsa, değer veriyorsa, sevgiyle muamele ediyorsa o, teşekkürden çok daha fazlasını hak eder. Bir ömür boyu hayır dua alır ve arkasından minnetle yad edilir. Her Alanyalı bugün Kemal Akman’ı anarken “Allah gani gani rahmet eylesin bir güzel adamdı Kemal Akman” diye lafa başlar.
Bu mevzuya sebep ne diyeceksiniz. Alanya’nın sağlık yolculuğu elbette çok uzun. Ancak bana bu yazıyı ilham eden birkaç güzel insanla karşılaşmamız. Sevgili teyzem birçok tetkikten sonra Manavgat’tan kalkıp Alanya Alaeddin Keykubat Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gelince öğrendik yumurtalıklarında büyük bir kitle olduğunu. Op. Dr. Muhammet Serhat Yıldız, Dr. Öğr. Üyesi Meral Tuğba Çimşir ve Op. Dr. Büşra Yıldız’ın başarılı operasyonuyla tam 20 kilogramlık bir kitle çıkarıldı. Bu büyük kitlenin çıkarılma başarısı elbette teşekkürlerin en büyüğünü hak ediyor. Ama bir şey daha var belirtmeden geçemeyeceğim.
Tedavi sonrasında teyzemle görüşüyoruz telefonda. “Yavrum bu doktorlar evladım gibi çok ilgilendiler benimle. Gece gündüz kontrol ettiler. Hastane çok lüks. Temiz, ayrı odalar, bakıcılar, yemekler…Bunca şeyden sonra bizden çok para alırlar mı acaba?” “Yok teyzem sen merak etme. Arkanda devlet var senin. Bu devlet sen sağlıkla yaşa diye çalışıyor.” Nitekim hiçbir ücret ödemeden çıktılar hastaneden. İyileşme döneminde rahatlıkla doktorlarımıza ulaşabilmek, soru sorabilmek, onlarla direkt görüşebilmek geldiğimiz nokta açısından son derece önemli.
Alanya’da ve ülkemde her şey gibi sağlık da çok yol katetti. Kanuni Sultan Süleyman’ın: “Halk içinde mu'teber bir nesne yok devlet gibi/Olmaya devlet cihânda bir nefes sıhhat gibi.” derken kastettiği şey tam da böyle bir şeydi. Devleti güçlü yapan şey öncelikle sağlıklı bireyler. Bunu şiar edinerek yola düşen herkese şükranlarımı sunuyorum.
Alanya Eğitim Araştırma Hastanesini güçlendiren doktorlarımıza, hocalarımıza, sağlık çalışanlarımıza, hastane hizmetlerinden sorumlu her bireye öncelikle insanca, sevgi dolu yaklaşımları ve özenli gayretleri için minnetlerimi ifade ediyorum.
Özel birkaç satır da hastaneyi bu noktaya taşıyan üniversite rektörüne. Alanya Alaeddin Keykubat Üniversitesi Rektörü sayın Prof. Dr. Ekrem Kalan’ın ilgi ve desteğinin, özverili çabalarının Alanya’mıza kazandırılan bu güzel hizmeti daha da ileriye götürmesi takdire şayandır.
Alanya adına en büyük şans olarak gördüğüm Alanya Alaeddin Keykubat Üniversitesinin, adına yakışır şekilde şahlanarak bir medeniyet hülyası davasında yol alması duasıyla…