Herkese güzel bir hafta diliyorum. Ancak okul hazırlığı içerisindeki ailelere ve çocuklarımıza bu heyecanlı dönemlerinde özellikle musmutlu bir hafta diliyorum. Sevgili okurlarım biliyorsunuz beslenme doğumdan itibaren başlayan ve yaşamın temeli olan bir unsur. Gerek fizyolojik gerek psikolojik gerekse sosyal açıdan en temel ihtiyaçlarımızdan bir tanesi. Beslenme alışkanlıklarımızın şekillendiği en önemli dönemlerden bir tanesi olan okul öncesi dönemde de çocuklarımız için doğru seçimler yapmaya çalışıyoruz. Peki nelere dikkat etmeliyiz? Nasıl beslenmeli çocuklarımız ya da nasıl beslenmemeli? Bu yazımda sizlere bunlardan bahsetmeye çalışacağım.
Okul öncesi dönemde olan çocuklarımızı aynı zamanda oyun çocuğu döneminde olan çocuklar olarak da anabiliriz. Bu dönemde etrafındaki birçok kişinin beslenme alışkanlıklarından bazen örnek alarak bazen de farkında olmadan etkileniyor çocuklarımız. Bilmemiz gereken en önemli şey ise çocuklarımız tarafından taklit ediliyoruz. Yani yediğimiz içtiğimiz yiyecekler aslında onların sevdiği ya da sevmediği yiyecekleri oluşturabiliyor.
Öncelikle anne ve babanın beslenme konusundaki tutumu ile başlayacak olursak; yemek yedirme için ısrarcı olmak, şayet yemeğini yerse ona ödüller sunmak ya da yemeğini yemediği takdirde onu cezalandırmak aslında çocuğun yeme alışkanlıklarını olumsuz etkileyen temel faktörler arasında. En çok yapılan hatalardan bir tanesi de çocukların her gün aynı miktarda yiyecek tüketmesi gerektiğini düşünmek. Yani “bugün az yedi kesin hastalanacak” ya da “daha dün bu yemeği çok sevmişti şimdi ağzına bile sürmedi” gibi düşüncelerinizde çok haklısınız ancak bu durumlar da bir o kadar normal. Okul öncesi dönemdeki çocukların bazı günler az bazı günler çok yemeleri bu dönem özelliklerinden bir tanesi aslında. Peki çocuğumuzun düzenli beslenme alışkanlığı edinmesi için neler yapmamız gerekiyor?
Sevgili ebeveynler; en çok yapılan hatalardan bir tanesi aslında ona kıyamadığımız için onun isteklerini yerine getirme dürtümüz olabiliyor. Yani çocuğunuzu mutlu etmek ya da isteğine karşılık vermek adına abur-cubur diye tabir ettiğimiz bisküvi, çikolata, kek, şeker, icetea, kola gibi gıdalar onun hem iştahını hem de düzenli yeme alışkanlığını oldukça olumsuz etkiliyor. Bir diyetisyen olarak şunu söyleyebilirim ki bu dönemde en çok kaçınmanız gereken şeyler hazır/paketli ve şeker içeriği yüksek olan gıdalar. Zihinsel gelişimin oldukça ön planda olduğu bu dönemde çocuğunuz bu gıdalardan tahmin edemeyeceğiniz kadar çok etkileniyor. Araştırmalara da baktığımızda örneğin; fazlaca şeker ve şekerli gıda tüketen çocuklarda DEHB (dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu) görülme riskinin daha yüksek olduğunu görüyoruz. Önemli olan bir diğer konu ise çocukluk dönemindeki beslenme durumu yetişkinlik dönemini de doğrudan etkiliyor. Yani çocuğunuzun ilerleyen dönemlerde kalp hastalığı, diyabet, hipertansiyon, hiperkolesterol gibi hastalıklarla mücadele etmesini istemiyorsanız şimdiden dikkat etmeniz gerekiyor.
Çocukların enerji ihtiyaçları; büyüme ve gelişme döneminde oldukları için bazal metabolizma hızlarının yüksek olması ve fiziksel aktivitelerinin yüksek olması nedeniyle yetişkinlerden çok daha fazladır. Örneğin bir yetişkinin kilogram başına alması gereken günlük kalori 30 – 40 kkal iken, çocuklarda bu 80 – 90 kkal değerindedir. Ancak çocukların kilosu yetişkinlere nazaran daha düşük olduğu için toplamda aldıkları kalori genel anlamda onlara yetmekte.
Bir örnekle bunu açıklayarak yazıma son vermek istiyorum. Çocuğumuzun gün içerisinde kaliteli proteinlerden almasına önem veriyoruz. Ama ille de biraz daha köfteden yesin, şu tavuğu bitirsin istiyoruz. Fakat ortalama bir oyun çocuğu günde 1 adet yumurta, 500 ml süt veya yoğurt, 1 köfte kadar et veya 1 porsiyon kurubaklagillerden tüketiyorsa bu protein alımı onun için yeterlidir. Fazla ısrar onu sadece yemeklerden soğutur.
Herkese ama özellikle çocuklarımıza sağlıklı ve mutlu haftalar.